Biz
insanlar ne kadar güçlü yaratıklardık halbuki. Yaşadığımız
dünyayı mahvettik. Televizyon başında belgesel izlerken, bir
aslan antilobu yakaladığın da içimiz acırdı. Aslana küfürler
eder, antilop için yas tutardık. Lakin bu doğanın dengesiydi, o
sadece karnını doyurmak için avlardı. Biz ise kolye, yüzük
yapabilmek için fil öldürdük. Ayakkabılarımız güzel görünsün
diye timsah derisi kullandık. Şık görünmek için hayvanların
kürklerini, daha o derisinin sahibi canlıyken üzerinden çaldık.
Binlerce yıldır iki metrelik kumaş için uykudaki ipek böceğini
diri diri yakan bizler değil miyiz? Sanayileşme ile ciğerlerimize
aldığımız havayı mundar ettik. Dünyaya karşı o kadar güçlü
olduk ki, hırsımızdan insanlığımızı unuttuk. Duygulardan
yoksun, kısacık hayatı entrika, hırs ve savaş içinde geçen
kemik yığınlarına dönüştük. Bir aşk bizi tamamen harabeye
çevirebiliyordu. Biz insanlar ne kadar güçsüz yaratıklardık
halbuki...
P.S: Kısa bir pasaj