13 Mayıs 2013 Pazartesi

Türkiye'ye ne oluyor?





Hatay... Türkiye'nin en önemli eski yerleşim yerlerinden biridir. Binlerce yıldır vardır. Kendi başına bir devlet olmuş ve 23 Temmuz 1939 yılında anavatana bağlanmıştır. Hatay sadece sıradan bir il değildir. Anadolu toprağının ve anadolunun o mağrur insanını içinde barındıran bir şehirdir. Türk, Kürt, Arap, alevi, sünni, süryani... Medeniyetlerin buluştuğu şehirdir...

Doğduğum şehirdir, şehrimdir.. Peki ne oluyor Hatay'a? Üzerinde ne türlü oyunlar oynanıyor? Yapılmak istenen nedir? Kamuoyu bu konuda çok bilgisiz...

Normal, sıradan bir Cumartesi günüydü, hava güzeldi, evlatlar annelerine hediye almaya çıkmışlardı. Bir gün sonra anneler günüydü. Anneler işine, komşuya, akraba ziyaretine... Ansızın olmuştu her şey. İki kahpe bomba ile sağır oldu kulaklar, sağır oldu Hatay... Evlatsız kalan anneler, annesiz kalan evlatlar. Bu ülkenin kara toprağı daha ne kadar kan istiyordu? Bitmemiş miydi? Çanakkale'de 250 bin aslan parçasını emanet etmemiş miydik toprağa? Ne kadar daha kan gerekli? Ne kadar...

Yayın  yasakları, yanıltıcı sözler, gündem değişiklikleri... Biz unutkan milletiz, unuttuk Hatay'ı... Dünyanın sayılı derbilerinden biri oynandı bir sonraki akşam. Fenerbahçe - Galatasaray unuttuk Hatay'ı falan. Ne gerek var ki gündem bir anda değişir. Başka bir pencereden bakarız. Akşam haberlerinde şehit haberlerini, Filistin'li çocukları izleyip kahrolsun PKK, kahrolsun İsrail diyen bizler, haberlerin ardından çıkan küçük Osman'a ağlamadık mı?

Neyse iğrenç bir maç oynandı pazar akşamı. "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" diyen Mustafa Kemal Atatürk'e inat, örnek olması gereken insanlar kavgaya tutuştular. "Aha olaylar oldu" derken oldu bir olay. Gencecik bir fidan öldü. Bir anne evlatsız kaldı anneler gününde. Farklı bir forma yüzünden...

Bize ne oldu böyle? Türkiye'ye neler oluyor? Biz ki düşmanımızı bile karşı sipere geçiren, ekmek veren, tedavi eden neslin torunları kendi dostumuzu öldürüyoruz. Bize en çok biz zarar veriyoruz... Yazık, çok yazık...


P.S: Dip not falan yok. Her şey ortada ey ortada...

1 yorum:

  1. Türk'lükten çok, hümanist biri olmayı yeğlerim. Zira masumsa ölen, öldürende bunu sırf maddiyattan yapıyorsa acırım onun haline. O halde marsa gitmeli bence. Koşarak uzaklaşmalı deri kaplı ecinnilerden.

    YanıtlaSil