19 Nisan 2013 Cuma

Aşk'ın rengi...






Aşk... Aşk öylesine bir duygudur ki. Renk, dil, din vs. hiçbir tabuyu, kuralı tanımaz. Bilimsel olarak hormonların salgıladığı bir kaç sıvıdan ibarettir. Üreme dürtüsünün bir ürünü. Lakin aşk bilimle açıklanacak bir hadise değildir. Aşk hakkında binlerce kuram ve kural uyduran insanların hepsi bence aşkı götünden uyduruyorlar.

Dünyanın en eski aşıkları Diyarbakır'da bir kazıda, birbirine sarılı şekilde bulunan bir kadın ve erkeğin cesedi, sevgili olarak kabul edildi. Bundan 8 bin yıl öncesi... Bildiğimiz ilk aşıklar ise Adem ve Havva'dır. Cennetten kovulması uğruna sırf Havva istiyor diye yasak meyveye uzanmıştır Adem. Aslında her erkek bir Adem'dir...

Aşk her kese göre bir renktedir. Pembe, kırmızı, beyaz... Aşk aslında "siyah"tır. Aşk bazen huzurludur. Göğsüne uzandığında o mübarek başı mütemadiyen bir huzur kaplar içini yemyeşil doğa gibi. Aşk, bazen dolu dizgin bir tutkudur. Kıpkırmızı alev gibi. Boğaz kenarında burnuna gelen o muhteşem iyot kokusu gibi mest eder kokusu, alabildiğince mavidir boşlukları... Onsuz olmaz dersin, teninden en derine kadar ısıtır varlığı. Güneş gibi sapsarı. Tertemiz, dupduru, berraktır. Kar gibi masum ve paktır. Beyazdır Aşk... Aşk'ın içinde her renk vardır. Tüm renkleri birleştirince de Siyah meydana gelir. Aşk gece gibi siyahtır...

Aşk bir bilmece değil, korkulacak bir öcü hiç değil. Aşk sadece yaşanır...


P.S: Aşık insan güzel insandır. Giyimine, yürüyüşüne dikkat eder. Dişlerini fırçalar, saçlarını yapar. Yere türkürmez, yere çöp atmaz. Aşk insanı adam yapar... 

1 yorum: