15 Nisan 2013 Pazartesi
Ben de bir Fener'li sevdim...
Saçma sapan yılbaşı partilerinden, iş yerinde birbirine hediyeler almalar falan bana o kadar sıkıcı gelmiştir ki, sanki başka bir işimiz yokmuş gibi. Hayat enerjisi alınmış bir insan değilim halbuki, her ortama ayak uydurduğum gibi yeni işime de alışmaya çalışıyordum.
Bir gün patron ofise girip herkesi yanına toplantı ve "Herkes hayatında en önemli gördüğü gizli şeyi itiraf etsin. Güzel bir sinerji olur" dedi. Bok vardı sanki itirafta. Minik kağıtlara herkes bir şeyler yazıp fanusun içine atıyordu. Bende kendimce bir şeyler karalayıp fanusun içine attım. Sevgili patronumuz ve ortağı sırayla itirafları çekip okumaya başladılar. "Küçükken bakkaldan çok çikolata çaldım" "Arkadaşım sevgilisine aşık olmuştum" "İşimi sevmiyorum" gibi bir çok benim için saçma sapan ama kendileri için dev itirafları okuyorlardı. En son kağıda gelmişti sıra. Kağıdı alıp bir cümlede, nefessiz okudu patron bey. "Ben de bir Fener'li sevdim" Patron şaşırmıştı, iş arkadaşlarımında suratındaki o hafif gülümsemeyi algılıyordum. Patronum koyu Fenerbahçe'li, ortağı da koyu Galatasaray'lıydı...
"Kim yazdı bunu?" dedi. Sadece elimi kaldırdım... İçim acıdı çünkü seni andım...
Neden ayrıldık bilmiyorum bile o kadar zaman oldu. Senin için Fenerbahçe'nin formasını giymiştim. Hemde benim gibi bir adam. Lami cimi yok demek ki seven adam her şey yapabilirdi. İşte o statta, o formayla, sen yanımdayken anlamıştım ki. Aşkın dili, dili, ırkı yoktu... Şimdi sende yoktun.. Aşk başka bir bedende, başka biriyle... Er ya da geç gelecek ve beni sevecek...
P.S: İlham kaynağı sevgili Zeki ağabeye saygı, sevgi ve hürmet ile. Neden tabular vardır ki? Kalbe neden bazen set çekeriz? Kar yağar güneşi görünce erir. Bazı şeylerin kıymetini varlığında bilsek ne olur? Olmaz ki malız biz lan. Neyse öptüm, aeo, kib.
Biz başka severdik.
O sebepten başka sevemedik...
Nazım Hikmet
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder