14 Nisan 2013 Pazar
Senle sevdim ben şehrini...
Kaçtım beni büyüten, beni ben yapan kocaman ve yorgun şehirden. Nedensiz gelmiştim, tabelalarını bilmediğim, yağmurlarını bilmediğim bir şehre. Toprak kokusuna aşinaydım ama bu şehrinkine değil. Şehir mi bana yabancıydı ben mi şehre...
Senle sevdim ben şehrini... Her yerinde bir anlamı vardı, yine seninle. İlk geldiğimde yabancı olan şehir artık şehrimdi sayende. Toprak kokusundan daha etkiliydi mübarek kokun, rüzgaların her an bana getirdiği o kokun...
Bursa sahilleri yaşamamıştı aramızda geçen med-cezir'leri... Gözlerin güzeldi, en güzel gözlerdi seninkiler... Ne münasebet, nasıl yakamoz senden güzel olabilirdi ki. Allah'ın bahşettiği doğa olayından daha doğaldın. Daha güzeldin... -Din... Dili geçmişte kaldık yine sayende...
Sensiz ve sessiz bir kez daha gittim şehrine. Bir anda, nedensiz, istemsiz... Şehrim değil, şehrinmiş. Yok hiçbir anlamı artık benim için. Havası, yağmurları ve tabelaları... Ben şehre değil, şehir bana yabancı...
Özlemişsin, özlediğim gibi sesimi... "Gel" diyorsun ama ben gittim senin şehrinden, senden... Uzanmıyor buraya kokun... Bakmaya kıyamadığım, usanmadığım gözlerin yok artık hatıralarımda... Geç geldin, çok geç, benim aklıma artık başka birisinin gözleri geliyor. Şehrime şehrim diyen biri... Ben gittim, sen gittikten çok daha sonra...
P.S: Bir adın kalmalı geriye.
Bir de o kahreden gurbet.
Beni affet.
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder